Güncel Elmalı Haberleri ve Son Dakika Gelişmeleri

Göz alıcı ekonomi, dinamik spor, yenilikçi teknoloji, çarpıcı magazin ve güncel haberler elinizin altında!

Gültan Kışanak: Kürtlerdeki kandırılma, Türklerdeki bölünme korkusu aşılmalı

İstanbul’da düzenlenen 'Halkların Eşit ve Özgür Yaşamı Yolunda Çözüm Barışta’ konferansında konuşan Gültan Kışanak, “Kürtlerdeki kandırılma, Türklerdeki bölünme korkusu aşılmalı” dedi.

İSTANBUL – Halkların Demokratik Kongresi (HDK) tarafından İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde düzenlenen ‘Halkların Eşit ve Özgür Yaşamı Yolunda Çözüm Barışta’ başlıklı konferansın son toplantısı başladı.

Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik’in moderatörlüğünü yaptığı “Türkiye’de barışın toplumsal zeminini nasıl inşa edeceğiz?” başlıklı oturumda Kürt siyasetçi Gültan Kışanak, “Barışın toplumsallaştırılması ve çözümün paydaşları: Toplumsal ve siyasal öznelerin dahiliyeti ile katılımcı bir barış nasıl mümkün?” sorusuna yanıt verdi.

‘İKTİDAR DEFTERİ KAPATIP BUZDOLABINA KALDIRDIKTAN SONRA HAZIRLIK YAPTI’

“Son derece kritik bir konuyu konuşuyoruz” diyen Kışanak, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Barışçıl çözüm neden sadece Kürtlerin talebi oluyor? Devlet, neden kalıcı bir barış için ciddi bir müzakere süreci başlatmıyor? Geçen 10 yıllık süreçte barış talebine toplumsal bir destek arayışını neden öteledik? Muhalifler açısından bir eksiklik. Ben eminim iktidar o defteri kapatıp buzdolabına koyduktan sonra bu sürece hazırlık yaptı. Ama biz travmalarla, hak ihlalleriyle başa çıkmaya çalıştık. Şimdi yeni süreçte herkes hızlıca bir şekilde bu işin ucundan tutmaya çalıştı. Bu süreç tartışmalarına hızlı bir giriş yaptık. Biraz dağınık, biraz da el yordamıyla giriş yaptık. Toparlanmamız gerekiyor. Bir araya gelip biraz strateji konuşulması gerekiyor. Bu yeni süreç çok farklı bir süreç olarak gelişecek. Herkes İmralı’dan bir mesaj bekleyip her şeyin çözüleceğini bekliyor. Biz kalıcı barışı nasıl konuşacağız, nasıl ilerleteceğiz? Demokratik dönüşümü başlatma sürecini biz nasıl ilerleteceğiz? Yıllardır konuştuğumuz bu konuda hala barıştan ne anlıyoruz sorusuna verdiğimiz ortak bir cevap yok. Herkes kendi sorusunu yanıtlıyor. Genç arkadaşlar bu konuyu tahayyül bile edemediklerini söylüyor. Onun için birazcık daha barıştan ne anlıyoruz sorusunu sormamız gerekiyor.”

‘CHP KENDİ İÇ SİYASETİNE DÖNDÜ’

“Biz barışı daha çok silahların susması ekseninde tartıştık” ifadelerini kullanan Kışanak, sözlerine şöyle devam etti:

“Silahların susması, bir ara dönemdir. Kalıcı barış dediğimiz mesele, sorunlarımızla yüzleşerek konuşmamız gerekiyor. Türkiye, Kürt sorunu ile yüzleşmedi. Hakikat ve yüzleşme meselesini Kürt sorunu ile yüzleşme perspektifinde konuşmalıyız. İnkar ve imha politikası ile yüzleşmedik. İnkar siyaseti bitmedi. Saraydan birileri hala eşit halklar olarak kabul edilmelerinin mümkün olmadığını söylüyor. Türkiye toplumunun gerçek manada Kürt sorunu ile yüzleşmesi gerekiyor. Farklı kimliklere sahip insanlar olarak bu topraklarda yaşayacaksak birbirimizin hikayesiyle tanışmamız gerekiyor. Eğer Kürtsen mutlaka bir yerde Kürt olmanın ayrımcılığı yüzüne çarpıyor. Kürt iş insanı Kürt olarak TÜSİAD’ta yönetici olamaz. İlk okula giden bir çocuk Kürtçe konuşma sorunu yaşıyor. Kürt sorununun bir bölünme sorunu olarak görüldüğü bir hakikat. Kürtler anadilinde konuşursa biz bölünürüz diyen çok büyük bir kitle var. Bunu yukardan inşa ettiler. Birbirimizle konuşalım. Biz iktidarla konuşarak bu sorunu çözemiyoruz. Siyasal partiler Kürt sorununu araçsallaştırıyor. Kürt sorunu araçsallaşmıştır. O yüzden siyasetten medet bekleyerek bu sorunun çözüme kavuşturulmasına inanmıyorum. Bunu siyasi bir kart olarak çıkartacak bir toplumsal harekete dönüştürmemiz gerekiyor. AKP’nin ya da CHP’nin bir çözüm stratejisi var mı? Varsa bunu konuşmak istiyoruz.

Kürtlerdeki kandırılma ile Türklerdeki bölünme korkusunu yüz yüze getirmemiz gerekiyor. Kürt toplumunda bir dolu soru işareti var. Bir tarafta tokalaşma, işte Öcalan’ın Meclis’te konuşmasının ardından CHP çevresine yönelik çok büyük bir baskı dalgası geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Kürt meselesini bir eşitlik meselesi olarak görmesi çok önemliydi. Ama artık CHP’nin gündeminde değil. CHP iç siyasetine döndü. Geçen süreçteki en büyük problem alanı iktidar ile Kürt siyaseti arasında bir müzakere arasında kaldı. MHP ve CHP dışarda kalmıştı. Bu defa biraz daha umutvardık. Sürece en çok karşı olan MHP’den ses gelmişti. CHP de ‘ben de varım’ demişti. Ama artık hep beraber konuşamıyoruz. Bunu aşmalıyız. Türkiye toplumu ‘Kürt sorunu benim de sorunum’ derse o zaman çözülür. Sadece Kürtlerin sorunu olarak kaldığı taktirde bir çatışmayı doğruyor. Sivil alanda barış konusunda rol alacak sivil bir akil insanlar heyetini kurabilir miyiz? Bunu gündemimize almamız gerekiyor. Toplumsal barış gelinceye kadar çalışacak bir sivil akil insan heyetine ihtiyaç var. ‘Barışın kaybedeni yoktur’ diyoruz ama biz bunun da altını dolduramıyoruz. Bunun altını dolduracak bir çalışmaya ihtiyaç vardır.”

Diyarbakır escort
mardin escort
bursa escort
adana escort
izmir escort
ekmel ekmel
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber