Uranyumu Nasıl Kamulaştırdıysanız Altın Madenlerini de Geri Alın

Posted by

Erzincan’da 9 kişinin ölümüne neden olan ve büyük bir çevre felaketine yol açan Çöpler Maden Sahası’nda yaşanan faciadan sonra; hem siyasi çevrelerde, hem mesleki kuruluşlarda; “Çöpler Madeni kapatılsın”, “Madenler devleştirilsin.”, “Açık madenlerde siyanür kullanımı yasaklansın” sesleri yükselmeye başladı.

Bu talepleri “küresel yatırım anlaşmaları ve uluslararası hukuka” dayalı bir dava örneği ile değerlendirme fırsatı doğdu.

Dünya Bankası nezdinde faaliyet gösteren Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıkları Çözüm Merkezi (ICSID)’nin, Adur Madenciliği satın alan Amerikan maden şirketi Westwater Resources Inc’in 2018 yılında, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açtığı dava 3 Mart 2023 tarihinde sonuçlandı.

ICSID; Adur Madencilik’e ait Yozgat il sınırları içinde Temrezli ve Şefaatli uranyum zenginleştirme sahalarını işletme ruhsatını yenilemeyen Türkiye’nin, yaklaşık 5 milyon dolar tazminat ödemesine hükmetti.

Adur Madencilik hisselerini satın alan ABD şirketi Westwater Resources Inc, ICSID’e yaptığı tahkim başvurusunda (ARB/18/46), Türkiye Cumhuriyeti’nden 220 milyon dolar tazminat talep ediyordu.

ICSID’in Türkiye verdiği ceza, Westwater’ın talebinin yanında devede kulak kalır. Bana göre kararın tercümesi şu: “Tasını toprağını topla git!

Zira Tahkim Türkiye’ye neredeyse Westwater’ın talebinin 44’te biri kadar ceza kesmiş.

Dava sürecinde talebini 37 milyon dolara çeken Westwater’ın iddialarını değerlendiren (İngilizcesi “International Centre for Settlement of Investment Disputes”) ICSID; Türkiye’nin Amerikan şirketine yatırım gideri olarak 1 milyon 280 bin USD tutarından tazminat ödemesine hükmetti.

ICSID, Temrezli ve Sefaatli uranyum sahasına yapılan Amerikan yatırımının giderini karşılamasının yanı sıra Türkiye’nin mahkeme-avukat masrafları olarak 3 milyon 362 bin dolar, ICSID masrafı olarak da 341 bin doları ödemesine karar verdi.

Adur Madencilik, Türkiye’de faaliyete geçtiği 2007 yılında Northfield Metal Madencilik Ltd. adıyla kurulan şirketin devamıydı.

Uluslararası yatırımlarda-ticari faaliyetlerde tahkim konularını takip eden Av. Timur İbrahim Şen, Türkiye ile ilgili kararın ICSID’ın resmi sayfasında Şubat 2024 başında yer aldığını belirtiyor.

ICSID’ın iç işleyişine uygun olarak alınan mahkeme heyeti kararı taraf devletlere gönderdi. Yazılan karar metninin “kamuya açık olması istenmeyen” bölümleri gizlendi, yazım düzeltmeleri yapıldı ve tarafların onayı ile nihai karar metni uygulamaya girdi.

Kararın verildiği tarihten, ödemenin yapılacağı tarihe kadar geçen sürede 6 ayda bir tazminat bedelinin üzerine yüzde 2 faiz binecek.

Açıklanan kararı okuduğumda yüzümde bir gülümseme belirdiğini söylemeliyim.

Zira Türkiye’nin ICSID’deki savunması, bugün Erzincan’daki Çöpler Madeni’ne getirilen eleştirilerin önemli bir kısmını kapsıyor.

Türkiye Amerikalı firmaya iki noktada itiraz ediyor.

1-Uranyum gibi (nükleer santrallerde kullanılan) ülke için stratejik bir elementin piyasaya satışı özel sektöre bırakılamaz. Devlet işletmeli. Uranyumun kime satılacağına da devlet karar vermeli.

2- Anatolia, Adur derken maden ruhsatının Westwater’a devredilmesi kabul edilemez.

Ben de 3’üncü durumu ekliyorum; Mersin’deki Akkuyu Nükleer Güç Santralı Ruslar çalıştıracak, zenginleşmiş uranyum maden işletmesi Amerikalıların elinde mi olacak?

Devlet kuruluşu, Maden Tetkik Arama Kurumu (MATEK) 2022’den beri Yozgat ili Sorgun ilçesine bağlı Mehmetbeyli, Akoluk, Peyniryemez, Şahmuratlı, Yazılıtaş köylerinde tarlalara giriyor. 150 metre derinliğine kadar açtığı kuyulardan uranyum rezervlerine ulaşıyor.

Peyniryemez köyüne giden BBC Türkçe’ye konuşan köylüler, “Çok borçlandık. 4-5 bankadan aldığımız kredilerle çiftçilik, hayvancılık yapamıyoruz. Devletimiz uranyumu çıkarsın, yabancı şirketlere gitmesin. Ama devlet köyümüzü kamulaştıracaksa bizim de hakkımızı versin. Üç kuruşa köyümüzden olmayalım” diyorlar.

BİR KOLU ERZİNCAN’DA

Adur Madencilik’i kazıdığında altından Erzincan İliç’de Çöpler Altın Madeni’ni işleten Anagold’un Avustralya menşeili maden şirketi Anatolia Energy çıkıyor.

Temrezli ve Şefaatli sahaları Westwater’a geçmeden önce 2015 yılında ruhsatları yenileme derdine düşüyor. Aynı yıl; Temrezli Projesi Tanıtım Dosyası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunuluyor. Adur Anatolia Energy Avustralya ile birleşiyor. ABD merkezli Uranyum Resorces ile birleşme kararı alıyor.

İliç’te maden sahası işletmek üzere 1999 yılında Anatolia Minerals Development Limited, Türkiye’de Çukurdere Madencilik’i kurmuştu.

2007 yılında Çöpler Madeni ruhsatı verilen Çukurdere Madencilik’e 2009 yılında Çalık Holding ortak olurken; 2011’de Anatolia Minerals, Avustralya’nın en büyük üçüncü üreticisi Avoca Resources ile birleşip Alacer Gold adını alıyor. Alacer Gold, başka bir birleşmeyle Amerikan şirketi SSR Mining çatısı altına giriyor. Son hali itibariye, Alacer’in yüzde 80 ve Çalık Grubu şirketlerinden Lidya Madencilik’in yüzde 20 ortak olduğu Anagold Madencilik’in adını duyuyoruz.

Bu maden şirketlerinin farklı ülkelerde kurulan bağlı şirketleriyle, matruşka setini andırdığını önceki yazımı okumuş olanlar hatırlayacaklar. Artvin’deki Hod Altın Madeni’ni de bu grup çıkarıyor.

URANYUM’UN TEVFİK ARİF’İ

Adur’un altını biraz daha kazırsak daha büyük bir sürprizle karşılaşıyoruz.

FETÖ ile bağlantısı “uzlaşı” ile sonuçlanan, elinden kimi Rixos Otelleri’ni çıkarak Sembol İnşaat’ın sahibi Fettah Tamince’nin Kazakistan kökenli ortağı Tevfif Arif’in şirketi karşımıza çıkıyor.

2016 yılında yayımlanan Football Leaks’den çıkan belgelere göre, Temrezli Uranyum Projesi’nde de Arif’in şirketi Doyen vardı. Anatolia Energy firmasının yüzde 6,5’i Duyen’in Virjin Adaları’nda kurulu Blenham Ventures’a ait.

Tamince, 1999 yılında Arif’le Labada Otel yatırımında ortaklıkları olduğunu ancak 2007 yılında Arif’e devredilmesiyle ortaklıklarının bittiğini belirtmişti.

MODELİ ZENGİN ÜLKELER KURDU

ICSID Konvansiyonu’nda asıl mesele; maden yatırımcılığının doğal yaşamı yıkıcılığının yanı sıra, küresel yatırımcıyı küresel şirketler lehine “tek yönlü bir” koruması…

Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık (İngiltere) önderliğindeki küresel sistem, 1965 yılında imzalanan ICSID Konvansiyonu ile uluslararası yatırım anlaşmalarını ikili bir protokole bağladı. ICSID Konvansiyonu’nu 163 ülke imzaladı.

Bu ülkeler içinde Türkiye’nin yabancı sermaye stoku ile ilk 10 ülke arasında olduğunu söyleyen Av. Şen, ICSID kararlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gibi iç hukukun üzerinde olduğunu vurguluyor.

ICSID nezdinde açılan davalarda enerji ve maden şirketlerinin ağırlığına dikkat çeken Şen, küresel kapitalizmin fotoğrafını çeken bir saptamada bulunuyor:

Hep Kuzey yarımkürede yerleşik gelişmiş ülkelerin güney yarımküre ve orta-doğunun yeraltı kaynaklarına yönelik. Dünya Bankası bu anlamda bir ekol. Ükemizde 1970’lerde Atilla Karaosmanoğlu (Dünya Bankası eski başkan yardımcılarından), 1980’lerde Turgut Özal ve 1990’ların sonunda Kemal Derviş bu ekolden… Yapısal reformların eksik kalmasıyla, rekabetçi davranılmadı ve ülke yeraltı kaynakları her türlü sömürüye açık bırakıldı.”

Karaosmanoğlu gibi 1993 yılında vefat eden 8. Cumhurbaşkanı Özal ve 2001 ekonomik krizinde Türkiye’ye “Süper Bakan” olarak ithal edilen Derviş “üçlüsünün” yolunun Dünya Bankası’nda kesişmesi rastlantı değil.

Erzincan ili İliç Çöpler Altın Maden sahsının çevresel özelliklerini artık hepimiz biliyoruz. Çöpler Altın Maden’inde sürdürülen “sömürge madenciliğinin” dindirilemez acısını yaşıyoruz. Sonuç ortada; “bedeli ödenmemiş/ödenemez” bir yıkım ile baş başayız…

Altın ayrıştırılmasında kullanılan sülfürik asidi içinde barındıran siyanürle özütlenmiş (liç) 10 milyon metreküp toprak yığını adeta sel olup, doğaya aktı.

Anagold şirketinin geleceği ile geçtiğimiz günlerde yayımlanan ISCID uranyum kararı arasında yakın bir bağ bulunuyor.

Avukat Şen, ISDIC’in dava dosyasına ilişkin değerlendirmesinden yola çıkarak son noktayı şöyle koyuyor:

Bir Türk maden şirketi, ABD, İngiltere, Kanada veya Avustralya’da böyle bir maden sahasını kazabilir mi? Mümkün değil. Konu dönüp dolaşıp ikili (BIT) ve/veya çok taraflı (MIA) karşılıklı yatırımların korunmasına dair uluslararası sözleşme içeriklerine geliyor.
Biz hala 1990 yıllarda hazırlanan sözleşme taslakları ile hareket ediyoruz. Enerji ve maden yatırımlarına getirilen yeni uluslararası düzenlemeleri izleyen Hollanda 4’üncü nesil ISDIC Konvonsiyonu’nu devreye aldı. Zaman içinde serbest ticari anlaşmalarımız daha iyi nitelikte. Örnek T.C. – Singapore. Ama BIT’ler eski.”

3 MART 2023 VERİLEN KARAR :

  • Devletlerin Vatandaşları Arasındaki Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümüne İlişkin Sözleşme (ICSID Sözleşmesi). ICSID 18 Mayıs 1990 tarihinde yürürlüğe giren Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Antlaşma uyarınca kararlar alınıyor.
  • ICSID, Westmaster’ın tahkime yaptığı başvuru neticesinde 3 Mart 2023 tarihinde Türkiye’nin ABD’li şirkete yaklaşık 5 milyon dolar para ödeme cezası ödemesine karar verdi.
  • Adur Madencilik Ltd. (Adur), Temrezli ve Şefaatli sahaları olarak bilinen Türkiye’nin en büyük uranyum yataklarını MİGEM tarafından iptal edilene kadar çıkarma lisansına sahip Türkiye’de kurulu bir madencilik şirketiydi.
  • Adur’un nihai ana şirketi Anatolia Energy Limited idi. Anatolia, Adur Madencilik Ltd.’nin sahibi olan Avustralyalı bir madencilik şirketidir.
  • Westwater Resources, yerinde geri kazanım konusunda uzmanlaşmış bir Amerikan madencilik şirketi. Westwater, Kasım 2015’te Anatolia Energy Limited’i satın aldı.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir